Saint Tropez Place des Lices Provence Pazarı

Saint Tropez isim olarak büyük ve şaşaalı, öyle gelmiş öyle gidiyor. Gösterişli güzel yatların sıralandığı liman bölgesi, pahalı butikler ve kafeler. Bir de daracık sokakların birbirini takip ettiği, palmiyelerin gölgesindeki çiçekli meydanlarıyla kendi halinde bir başka Saint Tropez.  Bunlardan en büyüğü olan 'Place des Lices' meydanı sabah saatlerinde petanque oynayan genç yaşlı tüm ahalinin gözdesi. Ama burayı özel kılan haftanın iki günü rengarenk kocaman bir açık pazara dönüşmesi. Fransızların deyişiyle "Marché Provencal" yani provence pazarları Güney Fransa için alışverişten öte bir anlam ifade ediyor. Geleneksel üretimin/çiftçilerin desteklenmesi ve yadsınamayacak bir sosyalleşme ortamı. Telaşsız rahat ve neşeli Provence* ruhunun vücut bulduğu bir etkinlik.

On İki Adalar'da sakin yaşamın adresi Leros

Yetmiş dört kilometrekarelik yüz ölçümüyle Leros adası (Dodecanese) On iki Adalar'ın küçük ama popüler adalarından. Tarihte pek çok kez el değiştirmiş, Cenevizler, Bizanslar derken 1523 yılında Osmanlı topraklarına katılmış, İleryoz adı verilmiş adaya. Daha sonra İtalyan işgali, II. Dünya Savaşı ve kısa süren İngiliz egemenliği. Leros nihayet 1948 yılında Yunanistan'a bağlanabilmiş.

Salzburg'da bir saray otel, Schloss Leopoldskron

Schloss Leopoldskron Salzburg eski şehir merkezine bir kaç kilometre uzakta, konumuyla ve tarihi kimliğiyle eşsiz bir saray otel. 1736 yılında Rokoko stilinde inşa edilen Schloss Leopoldskron mimarisiyle ve iç mekanlarıyla bir müzeden farksız. Salzburg ve Avusturya'nın önemli sanatçıları, dünyanın farklı ülkelerinden gelen politikacılar, bilim insanları ve pek çok önemli şahsiyetin bir şekilde buradan yolu geçmiş. Tiyatro seyretmiş, müzik dinlemiş, seminerlere katılmış, ya da sadece doğasında huzur bulmaya  gelmiş. Benim için ise Schloss Leopoldskron tam bir sürpriz paketi oldu, Avusturya ve Salzburg'un tarihinden ve kültür yaşamından önemli izler taşıyan bir saray otelde kalmanın keyfini çıkarırken, soğuk havaya rağmen alabildiğine huzur dolu göl kenarından ve yeşillikler içindeki bahçesinden hiç ayrılmak istemedim.

İsviçre'nin en güzel tren yolculuğu Glacier Express

Her yıl dünyanın pek çok ülkesinden binlerce kişi Avrupa'nın en güzel coğrafyasında çok özel bir tren yolculuğu için İsviçre'ye geliyor. Glacier Express*, çoğu yerde kara yolunun geçemediği engebeli coğrafyada 290 km'lik güzergahındaki nefes kesen manzaraları panoramik camlı vagonlarda seyretme imkanı veriyor. Ocak ayının ortasında ben de bu keyfi yaşadım, yol boyunca tüm gördüklerimi hafızama kazıdım, trenin yavaşlığından istifade ederek fotoğraf ve video çektim, Portekizli seyahat arkadaşlarımla kadeh kaldırdım.

Glacier Express bütün yıl boyunca Sankt Moritz ile Zermatt arasında her iki yönde sefer yapıyor. Yedi buçuk saatlik yolculuk göz açıp kapayıncaya kadar bitiyor, daha önce arabayla gezdiğim bölgede yolların geçmediği vadiler, içinden sadece trenlerin geçtiği tüneller ve köprüler, çağlayarak akan sular ve dağların eteklerinde uçurumların kenarında asılı gibi duran köyler gördüm. Böyle güzel bir yolculuğu blogda tanıtmaktan mutlu olacağım, bilmek isteyeceğiniz her şeyi yazıyorum, umarım keyifle okunur.