Dünyamızı keşfetmeye hazır mısınız? dağlar, ovalar, göller... ülkeler, şehirler, kasabalar... değişik kültürler...
Hepsi bizi bekliyor...

31 May 2016

Kos adasında keyifli bir haftasonu gezisi

 Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com

Keyifli bir gezinin yolu bazen iyi bir planlamadan geçiyor bazen içinden geldiği gibi gezmek daha iyi sonuç veriyor. En güzel gezi deneyimi için bazen ikinci bir şans vermek gerekiyor. Bir kaç sene önce Kos adasında bir kaç günlük bir tatil için ailecek gelmiş, plajlar, çevre gezileri ve yemeklerden çok memnun olmamıza rağmen kaldığımız otelin çalışmayan kliması ve en önemlisi sivrisinek istilası ile öyle kötü bir deneyim yaşamıştık ki bir daha Kos adasına ayak basacağımı düşünmüyordum.

İşte bu güzel bahar gününde Bodrum'dan bindiğimiz tekne  bizi yeniden Kos adasına ulaştırıyor. Bu sefer hafta sonu gezisi yani tek bir gece kalacağız, otel rezervasyonu yok, arkadaşımızın tanıdığı firmadan bir araba alıp sahilleri gezecek, gözümüze kestirdiğimiz bir otelde geceleyeceğiz.
Mandraki limanında sakin bir gün. Tekneden indikten sonra pasaport kontrolünde sıra çok yavaş ileriyor, bir saatte çıkıyorum. Niyetim en güzel sahilleri tek tek hatırlamak, güzel yemekler ve kalacak iyi bir otel bulmak. Bir yol gezisi için daha iyi bir araç gerekirdi, yarı açık bir jeep belki, ama ellerinde ne varsa verdiler, öyle dediler.

"Dodecanese Adaları" ya da "12 Adalar" olarak adlandırılan güney ege adalarından olan Kos Adası aslında bir günde gezilecek kadar küçük. En uzak iki nokta arasındaki uzaklık 45 km civarında.  Güzel bir yol gezisi için en güzel zaman Mayıs ve Eylül ayları. Haziran'dan itibaren yüksek sezon nedeniyle artan trafik ve sıcak zorlayıcı olabilir. Rüzgarlı bir ada olması bir avantaj, ilk gidişimizde Haziran sonunda rüzgar sayesinde çok fazla zorlanmadığımızı hatırlıyorum.

Haritama şöyle bir göz gezdirdim, ilk önce kuzeydeki sahiller ve kasabaları gezeceğim, sonra gün batımı için Agios Theologos, sivrisineklerin canımıza okuduğu geceyi unutmadım, o yüzden adanın kuzey kıyısında kalmak istiyorum, Pazar günü de içimden geldiği gibi gezmeye devam.


Güzel bir yol gezisinin en güzel eşlikçisi müzik. Arabanın radyosu çalışmıyor, şaşırdım mı, hayır. Yunan adalarında araba kiralarken küçük araba zorunluluk, yarı açık jeep en iyisi, ama bugün verdikleri eski model ve içi dışı pis. İlgimi yola ve manzaraya verip buna takılmıyorum. Yabani çiçeklerle, portakal ve limon ağaçlarıyla bezenmiş ada yolları bir şekilde illaki denize kavuşuyor. Ege'nin tüm güzelliği sahillerinde bazen kayalık ve hırçın bazen tropikal cennetlerin geniş kumullarına taş çıkarıyor.

Kos kasabasından itibaren 11 km'lik kuzey kıyıda bir iki tatil köyü dışında pek bir şey yok, Bodrum sahillerine bakan rüzgarlı kuzey sahili Tigaki kasabasında kumlu uzun plajlar ve çeşitli oteller ile tam bir tatil beldesine dönüşüyor.

Tigaki : 

Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com


Tigaki sahili ilk önce kayalık olarak başlayıp bir kilometre sonra uzun bir ince kumlu enine boyuna geniş doğal bir plaj ile devam ediyor. "Heaven Beach"- "Cennet Plajı" olarak adlandırılan bu plajın
üstünde bir kaç büfe ve bir deniz sporları merkezi yer alıyor. Otellerin hepsi Tigaki yolunun hemen arkasında konumlanmış. Kos plajlarında, diğer Yunan adalarında olduğu gibi, otel müşterileri için ayrılan bölüm dışında halkın serbestçe kendi şezlong ve şemsiyeleriyle yer bulacağı geniş alan bulunuyor. Ayrıca 4- 6 € karşılığında şezlong/şemsiye kiralamak mümkün.

Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com

Tigaki otellerinin çok azı açılmış, diğerleri sezonu bekliyor sanırım. Büyük bir otobüsün önünde durduğu otel dikkatimi çekiyor. Zorbas Hotel imiş adı. Konumu güzel. Güneşin batışını özellikle kaçırmamak  istiyorum, adanın bir ucu Kos kasabası ise Agios Theologos diğer ucu; kayalık ama güzel bir sahil. Şimdi güzel bir yemek molası gerekiyor.

Kardemena: 

Bol mezeli güzel bir geç öğle yemeği için 20 dakikada Kardamena kasabasındayım. Balıkçı kasabası olarak sakin ve sevimli bir yer, yan yana dizilmiş kafe ve restoranları biraz geçtikten sonra biraz daha sakin bir konumda bulunan  "Yalos"ta oturmaya karar veriyoruz. Sevimli mavi dekorasyonu ile aydınlık, temiz ve manzaralı. Denize bakan restoranlardan hepsi otantik /geleneksel mekanlar olmayabilir, biraz dikkat etmek gerekiyor, bir Yunan adasında nerede yiyeceğime karar verirken çeşitli yollardan tavsiyeleri değerlendiriyorum ama en iyisi hızlıca menüye göz atmak, menüde eğer dolma "dolmades" varsa tamamdır, asma yapraklarıyla sarılmış bir etli ya da etsiz dolma tabağı olmayan bir menü gerçek bir ada mutfağı olabilir mi, bence hayır.

Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com

Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com

Dolmadan patlıcan ezmeye sofrayı donatıyoruz, elbette ortak yemeklerimiz fazla ama adları aynı olanların bile yapılışları ve sunuşları farklı oluyor. Zeytinyağlı dolmanın ılık yenmesi gibi. Ya da karides güvecin domatesi, sarımsağı yerinde olmasına rağmen karidesin çıtır çıtır tam ayıklanmamış olması. Saganaki, salata, karides derken balığa yer kalmadı, restoran sahibinin tatlı teklifini de bilerek geri çevirdim, hatırladığım kadarıyla Carrefour marketin yakınında güzel bir pastane olması gerek. Arabaya binerek kasabada yarım bir tur yapınca pastanenin bulunduğu meydana geliverdim.
Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com
"Special" büyükçe bir geleneksel pastane. Dış görünüşü her ne kadar bu izlenimi vermese de tüm Yunan tatlıları, börek çeşitleri, aramızda çekişmelere sebep olan baklava hatta tulumba tatlısı bulunuyor. Mastic yani "sakızlı" dondurma çok lezzetli,  kadayıflı dondurma da ilginç bir deneme.





Güney sahillerinin en güzel plajları Kardamena'dan itibaren sıralanıyor, Agios Theologos burnuna sahil yolunu takip ederek ulaşmak en keyiflisi...

Paradise  Beach : 
En güzel sahil..  en kumlu sahil...  en geniş sahil... bütün sıfatları kendinde toplayan "paradise beach" benim favorim. Çok kalabalık olabilir, özellikle Temmuz /Ağustos döneminde, ancak tesis olarak büyüklük olarak bunu kaldırabilecek tek plaj.

Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com


Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com

Yaz boyunca havalı bir "beach club" tarafından işletilen "Paradise Beach" akşam üstü partileriyle ve çeşitli etkinliklerle de oldukça popüler. Bu arada aklıma gelmişken Paros'un en güzel plajının da adı aynıydı, sanırım daha bir çok Yunan adasında "cennet" plajlarına rastlamak mümkün.

Agios Stefanos Bazilikası: 

Kardamena'dan sonra sadece 10 dakika. "Basilica of Agios Stefanos" yazan tabelayı gözden kaçırmamak gerek. Seneler önce kapanan Club Med tatil köyünün hayalet misali boş binalarına ve harika kumlu plajına komşu olan tarihi kalıntılar öylece yerlerde yatan sütunlarıyla ve yıkık duvarlarıyla etkileyici bir görünüm sergiliyor.

Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com


Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com

Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com

Kıyıdan çok da uzakta olmayan küçük adacık "Kastro adası"nın manzarasıyla birlikte harika çekimler yaptığım bu açık hava müzesi'nin kaçırılmaması gerek. 4. yüzyıla ait bazilika kalıntılarının hemen arkasında küçük bir doğal plaj da yer alıyor.


Agios Theologos:

Küçük bir plaj ve bir mendireğin yer aldığı Kamari'de sahil yolu yukarı doğru kıvrılarak yükselirken adanın en güzel manzaralarını sergiliyor.  Hiç bir yerleşimle karşılaşmadan yaklaşık 7 km. boyunca Agios Theologos burnuna doğru devam eden yol boyunca eşeklerle ve keçilerle karşılaştık. Keçilerin çoğu rahatsız olup hızla uzaklaşsa da kalan sevimli arkadaşı kadrajıma alabildim.

Kamari küçük limandaki tekneler... 
yolun yukarısında ufku seyrederken...

Buraya adını veren kilise tepede güneşin altında tek başına duruyor. Herhangi bir yerleşim gözükmüyor. Sadece dik yamacın başına geldiğimde bir restoranın tabelasını görüyorum. Sahil burada tamamen kayalık, diklemesine denize inen kayalık bölgenin aşağısında küçük bir koy yer alıyor.


Yarım saatte hava değişiyor, puslandı gökyüzü ve güneşi görmüyorum artık, bir kaç kare çekip Tigaki'ye dönmek en iyisi.

Tigaki'de daha önce gözüme kestirdiğim otelde bir gecelik yerimi ayarladım.  Zorbas Beach Hotel  Fransızların çoğunlukta olduğu tertemiz, iki katlı binalardan oluşan bir tatil köyü.Tam pansiyon olarak hizmet veriyor, düşük sezonun son haftalarında 30 € bence uygun bir fiyat.

Güneş iyice denizin üstüne inmiş, sahile koştum hemen, ucundan yakalamış olsam da harika bir gün batımı oldu, plajda yürüyüş yapan bir kaç kişi dışında hiç kimse yoktu.




Güneşin son ışıklarıyla otelime döndüm.  Gezilerimde genellikle otel yemeklerini tercih etmem, muhakkak özgün bir restoran arayışına girerim. Ancak ıssız bir bölgede açık olan bir kaç otelden birinde konaklarken otel restoranına bir şans vermek istedim. Açık büfe akşam yemeği Fransızların damak tadına uyarlanmış Yunan yemekleriyle ve  Fransız lezzetleriyle hiç de fena değil. Gerçekten de balıktan sebzelere her şey kaliteli. Lüzumsuz eklemeler soslar birbirinin aynı salatalardan eser yok. Dışarıda yenecek kadar ılık bir hava ve bahçedeki çiçeklerin baygın kokusu eşliğinde gece yarısına kadar keyifle oturdum.



Otelin odaları modern ve ferah. Tesis pırıl pırıl. Kocaman bir yüzme havuzu bol çiçekli çimenli yürüyüş alanları ilk dikkatimi çekenler. Sabah kahvaltısı ise geleneksel hamur işleri ve klasik kahvaltı çeşitleriyle gayet güzel. Yunan spesiyaliteleri "Galaktobureko" ve benim favorim olan sakızlı paskalya çöreği. Meğerse Ortodoks'ların "Paskalya Pazar'ı" dedikleri günedenk gelmişim. Genellikle en sevdiğim gezi anılarım geleneksel festival ve bayramlarda yaşadıklarım oluyor. Bu açıdan paskalya pazarı'nın keyfini çıkarmaya kararlıyım. Ada halkı için bu günün önemi büyük. Bütün aile yaşlısıyla genciyle bir araya gelerek görkemli bir bayram yemeği sofrasına oturuyor. Sofranın baş aktörü de genellikle kuzu çevirme oluyor.

paskalya çörekleri ve yumurtalar... 

Zia köyünde paskalya yemeği: 

Her ne kadar Yalos'tan paskalya için "buyrun pazar öğleden sonra gelin kuzu çevirme olacak" diye bir teklif alsak da akşam dönüşümüzü tehlikeye atmamak için tercih etmedik, öğrendiğimize göre Zia köyünde öğle saatinde geleneksel yemekleriyle tüm tavernalarda* paskalya kutlanacak, hatta burada geleneksel top atışları yapılacakmış.  

Zia'nın eteklerinde kurulduğu Deikos dağı... 
Şaka falan değil; sabahın erken saatinde bizdeki iftar topuna benzer şekilde burnumuzun dibinde atılıyormuşçasına gürültü başladı. Zia'ya geldiğimizde Deikos dağı eteklerinde top sesleri devam ediyordu.

Bütün masalar rezervasyonlu, gidip başka bir mekana bakabilirdim ama harika bir manzaranın eşlik ettiği terasın bir benzeri yok, "Taverna Olympia"dan bahsediyorum; zaten popüler bir mekan, bir de bayram günü olunca yer bulmak iyice zorlaşıyor. Çocukların etrafta koşuşturması ve terastaki masaları doldurmuş ailelerin neşeli kalabalığı bekleyişimize renk kattı. Masamıza oturduğumuzda bu güne özel lezzetleri denemeye kararlıydım ama tahmin ettiğim gibi kalabalıktan bazıları bitmişti, neyse ki kuzu ve tatlı çeşitleri beklenen müşteri kalabalığına göre hazırlanmış.

Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com
Taverna Olympia 
Kos Taverna Olympia
Revani ve sakızlı dondurma 
Günün önemine atfen geleneksel usullerle pişirilen yumuşacık kuzu, taptaze bezelye ve patates ile eşleşerek nefis olmuş. Meze tabaklarında ise olağanüstü bir durum yoktu, hepsi lezzetliydi ama tatlı olarak önerdikleri revani ve sakızlı dondurma tabağı tam beş yıldızlıydı, hafif ama lezzetli bir revani mis gibi büyükçe bir top sakızlı dondurmayla mükemmel bir öğle yemeğine yakışır bir final oldu.
Zia Köyü - Kos Adası 


Terasın çiçekli merdivenlerinde garsonlarla biraz sohbet. Şikayet eder gibi oluyorum, her bayram böyledir, top atışları tüm gün sürer, olmazsa olmaz diyorlar, o arada bir gümleme daha geliyor. Artık dönüş saati yaklaşıyor, Kos kasabasına mümkün olduğunca manzaralı bir yoldan dönmeye çalışacağım.

Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com

Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com
Kos kasabası yakınında ıssız güzel plajlar... 
Deniz ile Devri Alem denizmontreal.blogspot.com
Tam da mevsimi, sarı çiçekler açmış adanın dört bir yanında... 
Limon ağaçlarının süslediği bahçelerden bomboş uzun sahillerden yabani çiçeklerle dolu çayırlardan geçerek Mandaraki limanına döndüm. Hafta sonu gezileri biraz yorucu, biraz telaşlı olur. Bu sefer tam tersine tadını çıkararak gezmek nasip oldu.

Yaz sıcaklarından önceki bu keyifli günleri her zaman sevmişimdir. Aslında bitki örtüsü olarak o kadar şanslı olmayan rüzgarlı Kos'un dört bir yanında her bir evin duvarlarına sarılmış çiçekler, bahçelerine ekilmiş zeytin ve narenciye ağaçları ada halkının sevgisi ve özeniyle tam bir bahar şöleni yaratmış. Yunan adalarının en güzeli ya da en meşhuru olmadığı malum, ama bence Kos adasında herkes kendine göre bir güzellik bulacaktır.

Yine görüşmek üzere Kos! is to epanidin Kos!








Bodrum - Kos Feribot seferleri: Merkez ofis: Kale Caddesi No:22 (Gümrük Alanı) Bodrum 
Tel: (0252) 316 0882  www.bodrumferibot.com  Yalos Taverna, Kardamena:  +30 22420 92490  (Kardamena sahil yolunda)
Taverna Olympia: Zia  (Dikaios dağı)  +30 2242 069121
Arvanitakis Stavros - the SPECIAL (pastane) : Kardamena
Zorbas Beach Hotel: Tigaki 85300 Kos  Tel : +30 22420 49410

Email: reservations@zorbasbeach.gr

*Taverna: Bizim kullandığımız manada "müzikli eğlencesi olan restoran" değil, sadece geleneksel Yunan restoranı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder