Tüm dünyada tanınan bilinen hatta taklit edilen bir festival düşünün... Savaş yılları ve kolera salgınları dışında 1810 yılından beri süregelen bu festivalin yıllık ziyaretçi sayısı 5 milyonu geçiyor. Her yıl ilk bir kaç gününde bile bir milyon litre bira tüketilen festival Almanya'nın üçüncü büyük şehri Münih'in Ekim Festivali; orijinal adıyla Oktoberfest; Bavyera tabiriyle "die wiesn"; ama ne derseniz deyin dünyanın en büyük açıkhava panayırı. Bu yıl, dile kolay, 182. kez düzenleniyor.
Oktoberfest aslında sadece bir festival değil, şehrin yaşam biçiminin, Bavyera bölgesinin geleneklerinin ve tarihinin içiçe harmanlandığı bir şov sahnesi. Tarihi gelişimine bakarsak, ilk festival Bavyera prensesi Therese Saxony-Hillburghausen ve daha sonra kral ilan edilecek olan Ludwig I.' in 12 Ekim 1810 yılındaki düğünleri vesilesiyle yapılmış. Bu evliliği kutlamak için yapılan konserler, balolar ve at yarışlarıyla şenlenen eğlenceler giderek her sene tekrarlanan bir geleneğe dönüşmüş. 1818 yılında ilk defa atlı karınca kurulmuş ve 1819 yılında tüm organizasyon Münih şehri yönetimine geçmiş.
Festivalin tüm dünyadan katılımcıları cezbetmesi günümüzde Münih için önemli bir gelir kaynağı yaratıyor, festival süresince otellerde yer bulmak bile imkansız hale geliyor. Buna rağmen yine de ziyaretçi sayısında % 70 oranında Bavyera bölgesi ve Münih önde geliyor.
Blogumun ilk yılında yazdığım Münih yazısını okuyanlar tahmin ederler sanırım, yazını kışını baharını güzünü, her mevsim cıvıl cıvıl oluşunu, kozmopolit havasını, bahçelerini müzelerini kısaca herşeyini sevdiğimi! O yazıda şehrin üç ayrı özel mekanını anlatmış, tekrar yazacağımı ve bunun bir Oktoberfest yazısı olabileceğini belirtmiştim. O günden bugüne dört beş kere Münih bölgesinde keşiflere devam etsem de bir türlü denk gelmedi, bir hafta önce on beş gün sonra, ama bu sefer İsviçre ve Avusturya'da planladığım doğa keşiflerini tam zamanında noktalayıp Eylül'ün son haftasında bir kaç günü Münih'e ayırmaya karar verdim. O özel günlerin neşesini, şehrin dört bir yanında yaşanan Oktoberfest ruhunu hissetmek için yeniden buradayım.
Lebkuchenherz |
Hava Eylül'ün son günleri için hiç de fena değil, akşam ince bir mont gündüz ise bir hırka yeterli. Zaten çok uzun zamandır Oktoberfest Eylül ayının ortalarında başlıyor, Ekim'in ilk haftasında sona eriyor. Her ne kadar adı Ekim festivali olsa da bu ayın serin havası ve yağmurları festivalin orijinal tarihinin değiştirilmesini zorunlu kılmış. Bu sene 19 Eylül'de başlayan festival 4 Ekim'de sona erecek. Oktoberfest alanı Thereisenwiese şehrin tam merkezinde olmasa da bir çok noktadan keyifli bir yürüyüşle ya da kısa bir taksi yolculuğuyla ulaşılacak kadar yakın.
Dizine kadar beyaz çoraplarını çekmiş "lederhosen" ve eğlenceli şapkalarıyla dikkat çeken gençler gruplar halinde Theresienwiese yolunda yürüyor. Tonlarca biranın tüketildiğini düşünürsek festival katılımında erkeklerin ezici bir çoğunluğu olduğu kesin, ancak benim için Oktoberfest bir bira festivalinden daha fazlasını ifade ediyor. Çocukluğumdan beri çok sevdiğim lunapark ortamı burada roller coaster'dan korku tünellerine en güzel şekilde meraklısını bekliyor. Her türlü panayır eğlencesiyle birlikte harika yiyecek standları ailelerin de festivalin keyfini çıkarmasını sağlıyor. Üstelik her sene belirlenen günlerde ailelere özel indirimler bulunuyor. Bu senenin takviminde 22 ve 29 Eylül aile günleri olarak belirlenmiş.
festival alanının yıldızı! dev bir roller coaster... |
Oktoberfest Çadırları ve Oktoberfestbier
Elbette festival alanının en çok yer kaplayan ve kalabalık olan bölümü festival çadırları oluyor. Münih bölgesinin geleneksel bira üreticilerine ayrılan bu devasa çadırlar aylar öncesinden rezerve ediliyor. Japonya'dan Amerika'ya bir çok ülkeden her sene internet yoluyla epey bir talep geldiği söyleniyor.
Münih bölgesindeki bira üreticilerinin Oktoberfest için ürettiği bira "oktoberfestbier" % 6 alkol oranı ile normal biradan daha kuvvetli oluyor. Bin kişiyle on bin kişi arasında kapasitesi olan "bierzelt" ya da "festzelt" yani festival çadırları genellikle kapanış saatine kadar dolu oluyor. Rezervasyon sistemi yüzünden ben geldim bir köşeye oturayım demek imkansız, bizim de ancak açık havadaki bölümde şansımız oldu, burada biraz olsun etrafı seyrederek oturduk. Her çadırda ayrı bir orkestra Bavyera ve Alman folk müziği çalıyor, hep bir ağızdan şarkılar söyleniyor. Bir litrelik "mass" bira bardağının satış fiyatı 9,70 € ve yukarısı, sanırım sadece bir mass ile yetinen de azdır.
Oktoberfest alanında çadırları bulunan bira üreticileri hangileri? bunlar başta en büyük kapasiteli çadırın sahibi ve şehir merkezinde de büyük bir mekanı bulunan "Hofbrau", Münih'in en eski bira üreticisi olan "Augustiner", aslan sembolüyle meşhur bira üreticisi "Löwenbrau", "Paulaner", "Spaten" ve "Hacker Pschorr".
tepede dev bir Paulaner bira bardağı! |
Paulaner Festzelt |
Bira bahçesi "Löwenbrau" |
Löwenbrau Festzelt |
Theresienwiese hava karardıkça iyice kalabalık olmaya başladı, ayrılmadan önce güzel bir lezzet turu yapmak niyetindeyiz, benim daha girişte gözüme kestirdiğim av etleri ve Bavyera spesiyaliteleri restoranı “Wildstuben” oldukça kalabalık gözüküyor. Nitekim kapıdaki görevliler boş yer olmadığını, hatta geç saatlere kadar rezerve olduğunu söylüyor, tam bir hayal kırıklığı.
Wildstuben... bir kişilik bile yer yokmuş! |
Café Kaiserschmarrn |
Oktoberfest Genel Bilgiler
Oktoberfest 2015 resmi sitesi: www.oktoberfest.de
Oktoberfest 2015 kapanış: 4 Ekim 12:00
Hafta içi faaliyet saatleri:
Stantlar 12:00 - 24:00 C.tesi 09:00 - 24:00 Pazar 09:00 - 23:30
Panayır Alanı : 12:00 - 24:00 Cuma, C.tesi 10:00 - 24:00 Pazar 10:00 - 23:30
Theresienwiese ulaşım: Otobüs ( line 53 ya da line 58) ya da metro (U4 ve U5) ile rahat bir şekilde ulaşılabilir. Yürüyüş mesafesi olarak ise şehir merkezinden (mesela Marienplatz ) 30 ile 45 dakika alacaktır.
Oktoberfest 2016 Takvimi: 17 Eylül - 3 Ekim 2016
Bavyera anıtı Oktoberfest koruyucu azizi gibi duruyor gölgeler inerken Theresienwiese akşamında.... |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder