On İki Adalar'da sakin yaşamın adresi Leros

Yetmiş dört kilometrekarelik yüz ölçümüyle Leros adası (Dodecanese) On iki Adalar'ın küçük ama popüler adalarından. Tarihte pek çok kez el değiştirmiş, Cenevizler, Bizanslar derken 1523 yılında Osmanlı topraklarına katılmış, İleryoz adı verilmiş adaya. Daha sonra İtalyan işgali, II. Dünya Savaşı ve kısa süren İngiliz egemenliği. Leros nihayet 1948 yılında Yunanistan'a bağlanabilmiş.

Agia Marina plajı ve evleri. 

Leros saf çekiciliğini korumayı başarabilen Yunan adalarından biri, özgün karakterlerini kaybetmemiş, halkı güleryüzlü ve misafirperver, doğası biraz hırçın, genelde rüzgarlı ama rahatsız etmeyen bir rüzgar. Yeşili çok olmasa da begonviller ve rengarenk çiçekler ile özenle yaşatılıp bakılmış.

Direkt seferlerin olmadığı tarihlerde iki feribot ile gidiş yarım günü alıyor, Bodrum'dan Kos'a, oradan da Leros'a. Bodrum Kos 20 dk, Kos Leros 1.5 saat sürüyor. 5 Temmuz'da başlayan direkt sefer ise 90 dakika. Yeşil Marmaris Lines feribotları direkt sefer yapıyor.

Bizans dönemi  Panteli Kalesi 

Leros'da çok fazla yerleşim bulunmuyor. Çoğu küçük bir kasaba ya da köy görünümünde. Feribotların da kalktığı Agia Marina en kalabalık olanı, yine de nüfusu üç bini bulmuyor.  Lakki kasabası büyüklük olarak onu takip ediyor, aslında büyük bir doğal liman olan Lakki İtalyanların adayı işgalinde deniz üssü olarak kullanılmış. II.Dünya Savaşında Leros çok fazla tahribat görüyor, o kadar ki Girit'den sonra en fazla bombalanan Yunan adası olmuş. Yunan ve Nazi güçlerinin Kasım 1943'deki "Leros savaşı" kısa sürüyor, Nazi'lerin kazandığı 5 günlük savaş ve sonrasına dair her şey Lassi'deki "Leros War Museum" Savaş Müzesi'nde görülebilir. Platanos ise Agia Marina ile benim kaldığım Panteli kasabaları arasında yer alan ve adanın merkezi olarak kabul edilen büyükçe bir köy.

Bunların dışında sevimli balıkçı kasabası Panteli, kumlu bir plaj ama sığ bir denizi olan Gourna, büyükçe bir koy olan Alinda koyunda aynı adlı yerleşim Alinda bulunmakta.


AGIA MARINA 

Feribotların kalktığı liman kasabası Agia Marina dar sokakları ve dükkanlarıyla adanın en kalabalık yeri sayılır. Yine de alışkın olduğumuz limanlara göre küçük ve sessiz. Balıkçıların ağlarını tamir ettiği iskeleye bir kaç adım mesafede tahta iskemleleriyle bizim çay bahçelerine çok benzeyen ama daha çok kahve çeşitleri ve frappe içilen sevimli kafeler yan yana dizilmiş.

Agia Marina Liman 

Feribottan iner inmez kiraladığımız arabayı almaya koştururken etrafıma çok dikkat etmemiştim. Ertesi günü geldiğimde sahilde vakit geçirdim, harika bir pastane keşfettim ve ufak tefek alışveriş yaptım.

Agia Marina sokakları 

Agia Marina sahilindeki sevimli kafelerin hemen hepsinde tahta masalar/iskemleler dikkatimi çekiyor. Arnavut kaldırımlı sokaklara da böylesi yakışıyor. Çivit mavisine boyanmış iskemleler denizin rengiyle uyum içinde. Zaten adadan ayrılana kadar insan eliyle yapılmış uyumsuz ve göze batan hiç bir şey görmedim.

Agia Marina sahil kafesi. 

Beyaz veya açık pastel renklere boyanmış Agia Marina evleri biraz bakımsız ama göze çirkin gelmiyor. Kapıların önünde pencerelerde saksılar çiçekler eksik değil. Dükkanlar büyük gösterişli tabelalar asmamış, dış cepheleri süslü olanlar bile!

Agia Marina'da hediyelik eşya dükkanı 

PANTELI 

Panteli çok eski bir bir balıkçı kasabası. Dalgasız tertemiz denizin hemen yanı başındaki geleneksel tavernalarda keyifle balık yemek için için adanın her tarafından insanların geldiği popüler bir yer. Kasabanın tepelerinde ise Panagia Bizans kalesi ve bir kaç değirmen bulunuyor. Buraya kadar bir yol olduğunu sanıyorum ama denemedim. Kasabayı yürüyerek gezmek mümkün. Sokaklarında bir kaç market, butik, bir iki küçük bar bulunuyor.

Panteli Plajı 

Turistler kadar ada ahalisinin de tercih ettiği plajında çocuklu aileler çoğunlukta.  Hava kararana kadar çoluk çocuk suyun içinde, diğer taraftan da çakıllı sahile masasını atmış olan balık restoranları güneş batmadan dolmaya başlıyor. Plajda müzik yayınının olmamasını sevdim, akşam yürüyüşlerinde sadece arka sokaktaki küçük bir mekandan gelen müziği duydum.

Otelimiz Castelo Beach Hotel hemen denizin üstünde, çakıllı uzun plajda yerimiz hazır. Bir kaç orta büyüklükte yat ve güzel büyük bir gulet kayalık sahile bir kaç metrede demirli, arada başka tekneler de açıktan geçiyor, ama balıkçı teknelerinin bağlı olduğu liman tarafına yaklaşmıyorlar.

Panteli Plajı. 

Castelo bize tavsiye edilmişti ve her şeyiyle memnun kaldık. Başta Alinda beach olmak üzere adanın diğer plajlarında otellerin önünden yol geçiyor. Castelo'nun konumu her açıdan benzersiz. Güneşin doğumunu odanın terasında seyretmek çok keyifli. Akşam gün batarken Panteli'nin sırtını dayadığı tepeden gelen ışık hüzmeleriyle yine güzel bir atmosfer oluşuyor.

Otelin üzerine kurulduğu eğimli arazi çiçekler ağaçlar begonviller ile çok güzel. Biliyorsunuz bir iki tanesi hariç Yunan adalarında bizdeki gibi lüks ve yepyeni binalar restoranlarda şık ayrıntılar bulunmaz. Burada da odalar yeterli donanıma sahip, restoran ve kafe olarak kullanılan bölüm sade, otel müşterisine ayrılan şezlonglara frappe'den yerel tatlı "patsavouropita" ya her türlü içecek ve atıştırmalık servisi yapıyorlar, garsonluk yapan genç kızlar sevimli ve konuşkan.

Castelo Beach Hotel İki kişilik Oda fiyatı (kahvaltı dahil) Temmuz'un ilk haftası için günlük 110, tek kişilik oda ise 90 Euro.


ALINDA 

Alinda uzunca bir sahilde yan yana dizilmiş küçük tavernalar, bir kaç derme çatma kafe, bakkaldan hallice marketler ve doğal plajdan oluşan bir bölge. Arabayla dolaşıp beğendiğiniz bir köşede kendinizi denize atabilirsiniz, ancak şemsiye ve şezlong garantisi yok. Her yer halk plajı desem daha uygun olur. Bu haliyle doğal ve güzel.

Alinda Plajı

Alinda'nın en sonunda bulunan Dio Liskaria plajı da canlı müzik yapılan bir barın bulunduğu güzel ve küçük bir plaj, gençlerin tercih ettiği biraz salaş tarzı olan değişik bir yer.

Dio Liskaria Plajı 

ADA LEZZETLERİ    

Deniz güneş otel her şey güzel de, damak tadımıza uygun yerler bulduk mu? Balık ve deniz ürünleri adaların olmazsa olmazı, ama balıkla arası iyi olmayanları da kuzu başta olmak üzere et yemekleri ve kabak, patlıcan ve peynir çeşitlerinin kullanıldığı geleneksel mutfak mutlu edecektir. Bana gelirsek kahvaltıda bile balık yemem mümkün olduğu için Leros bütün beklentilerimi karşıladı, taptaze midyeler, karidesler, kalamar ve ahtapot ile cennete gitmiş gibi oldum.

Agia Marina ile başlarsak, Leros'un Türkler arasında pek meşhur olan balık restoranı Mylos burada bulunuyor. Çoğu Yunan adasında olduğu gibi Mylos da bir aile işletmesi. Özellikle tekneyle gelenlerin tercihi olan mekanın Temmuz - Ağustos akşamlarında rezervasyonları dolu olabiliyor.

Mylos Fish. Agia Marina

Saat 15:00'de gittiğimiz Mylos yarı yarıya doluydu. İlk defa gelenlere de müdavimlere de ilgili ve cana yakın bir tavırla servis yaptıkları dikkatimi çekti. Mezeler çok tazeydi, tavsiye ettikleri başlangıç olarak getirdikleri peynirli kadayıf görsel olarak da lezzet olarak da çok iyiydi. En son Budva'da harika midyeler yemiştim, Mylos'ta ondan aşağı kalmayan tazelikte kocaman tencereyi devirdim. Yemek sonunda getirdikleri sakızlı dondurma ve limonlu sorbe'yi ikram ettiklerini söylediler. Yemeğin ardından harika konumunu daha iyi görmek için terasına çıktım, turkuaz renkte denizi ve hemen bir kaç metre ötedeki eski değirmeni fotoğrafladım.

Gezilerimde yöresel tatlıları muhakkak arayıp bulurum, Agia Marina'da iki ayrı yeri denedim, Leros'un meşhur tatlılarını biraz fazla şekerli buldum, üzeri haşhaşlı ya da anasonlu kurabiyeler hariç. Limanın hemen gerisindeki sokakta keşfettiğim fırında tattıklarım çok taze değildi, oradan çıkıp sahile daldım ve bir kaç metre sonra yüzünü deniz dönmüş bir pastane vitrini görünce heyecanla içeri daldım. Geleneksel Leros kurabiyelerinden Fransız limon tartlarına kadar her şeyin bulunduğu bir pastane, adı "To Paradisiako". Leros spesiyalitesi olduğu söylenen bir kaç çeşit ile bir tabak yaptırdım. Bademli kurabiyeler çok lezzetli, ballı tatlıların şekeri ayarında idi.

Panteli'de plajın bitiminden başlayarak yan yana sıralanan bir kaç kafe ve restoran bulunuyor. Bunlardan El Greco Taverna'nın sahile kadar inen bir kaç sıra masası öğle saatlerinden geceye kadar kalabalık, müşterilerin tahminen yarısı Atina ya da ana karadan bir yerden tatil için gelen aileler. Çocuk kalabalığı ve aynı anda konuşmaya çalışan Yunanlılar hiç de yabancı gelmiyor.

El Greco Taverna Panteli sahilinde. 

ince uzun dilimlerle kabak kızartma iyi fikir!

iki gece aynı masada aynı siparişleri vermek için tek bahanem ortamın güzelliği değil elbette, şimdiye kadar yediğim en güzel en hafif kızartmalar, ince ve uzun kesilmiş kabak dilimleri çıtır çıtır kızartılmış, Meis karidesleri küçücük ama nefis, bebek ahtapotlar da öyle. Ana yemek ya da balığa yer kalmıyor.

Hava kararmaya yüz tutarken yemeklerini iştahla yiyenlerin yanı başında hala yüzenleri görüyorum. Acelesi olmayanlar için yaratılmış Leros, insanlar rahat, yaşam da öyle, giyim kuşam tak takıştır derdi olmadan, olduğu gibi doğal ve çok güzel.

Odamın terasından... Castelo Beach Hotel 

Adresler - telefonlar - mail adresleri 

Castelo Beach Hotel Panteli Beach www.castelobeachhotel@yahoo.gr  +30 22470 23030

El Greco Taverna  Panteli Beach     +30 2247025066 www.elgrecoleros.gr

Mylos Fish Agia Marina info@mylosexperience.gr     +30 2247024894

To Paradisiako Agia Marina  (Pastane)   +30 2247025500

Araba Kiralama : Adada bir kaç araba kiralama şirketi bulunuyor. (Ben her zaman Europcar'ı tercih ediyorum, sık sık seyahatlerde araba kiraladığım için sistemin avantajları oluyor)

Europcar +30 2247022260 castelorac@gmail.com www.casteloleros.gr