Dünyamızı keşfetmeye hazır mısınız? dağlar, ovalar, göller... ülkeler, şehirler, kasabalar... değişik kültürler...
Hepsi bizi bekliyor...

29 Nis 2015

Keukenhof Bahçelerinde Bahar



denizmontreal.blogspot.com

Doğa gezileri her zaman önceliğim, dağlar, kırlar, göller ve elbette deniz...  çiçek kokuları, çimen kokuları... işte tam zamanı hepsini yaşamak için... bahar geç geldi çok nazlandı bu sene,  doya doya yaşamak istiyor insan kısa süren bu güzellikleri...  zaten zamanı gelmişti bol yeşilli çiçekli güneşli bir bahar gezisinin!

Hollanda gezisini planlarken araba kiralayıp sürekli hareket halinde olmak istedim. Rotterdam ve çevresinde iki gün geçirdikten sonra geze geze kuzeye çıkmak niyetindeydim. Burada ilk durağım yel değirmenlerinin ve kanalların diyarı meşhur "Kinderdijk", sonraki hedefim dünyanın en güzel çiçek bahçesi olarak adını duyduğumuz "Keukenhof bahçeleri".  Daha önceki Hollanda gezilerim hep yaz aylarına denk gelmişti. Dolayısıyla ne laleleri görebildim ne de baharın diğer güzelliklerini! Keukenhof bahçelerini gezdiğim 19 Nisan 2015 hep aklımda kalan bir tarih olacak.  Bir ormanı dolduracak kadar ağaç, minik göletler, yeşil alanlar ve milyonlarca çiçek...   gözümde canlandırdığımdan çok daha büyük, çok daha güzel olduğunu görmek ne kadar mutlu etti beni!

Bu güzelikler keşke hep böyle kalsa yıl boyunca... lalelerin ve bahar çiçeklerinin ömrü kısa, ancak o güzelim bitki çeşitliliği, ağaçlar, o muhteşem peyzaj bile bize yeterdi...  20 Mart tarihinde açılan Keukenhof bahçeleri 17 mayıs tarihinde ziyarete kapanıyor, elbette bir sonraki bahara kadar...

Dünyanın en büyük çiçek ihracatçısı olan Hollanda  dünya çiçek ihracatının ortalama % 45'ini gerçekleştiriyor. Çiçek yetiştiriciliğinin yoğun şekilde yapıldığı bölge olan "Duin en Bollenstreek" yani "Kumullar ve Çiçekler (çiçek soğanları)" bölgesi  Leiden ile Haarlem arasındaki toprakları kapsıyor. Uçsuz bucaksız kumlu sahiller ile başlayan bölge içlere doğru gidildikçe güzelleşiyor, dümdüz arazilerde çiçek tarlaları ve kanallar birbirini takip ediyor.  Lisse kenti burada küçük ama önemli bir ticaret ve turizm merkezi konumunda, ticaret derken çiçek üretiminden ve ihracatından bahsediyoruz. Tabi çok uzun zamandır Keukenhof bahçeleri de kentin adıyla özdeşleşmiş durumda. Keukenhof bahçeleri, 65 yıllık tarihinde 50 milyon ziyaretçi tarafından gezilmiş. Toplam büyüklüğü 32 hektar yani 320 dönüm. Her sene 7 milyon civarında çiçek ekildiği söylenen bahçelerin ne kadar bakımlı, düzgün ve temiz olduğunu söylememe gerek var mı;  etrafta bizde olduğu gibi güvenlik görevlileri falan gezmiyor, anons yapılmıyor, hatta gişelerden sonra tek bir görevliyle bile yüz yüze gelmedim. Elbette pek çok kural ve yasaklar var, çimlerde yürümek, bahçe içinde koşmak, spor yapmak, bitkileri koparmak yasak; bunlar zaten tüm park ve bahçeler için doğal kurallar olmalı...

Keukenhof  1950 yılında halka açılmış. Zamanın belediye başkanı tarafından bölgedeki çiçek üreticilerini teşvik etmek ve onlara ideal bir ticaret ortamı sağlamak için  yapılan çiçek şovu ve bahçe düzenlemeleri halktan büyük ilgi görünce her sene tekrarlanmaya başlamış. Bugün ülkenin 100 civarındaki çiçek üretici/ihracatçısı Keukenhof bahçelerine katkıda bulunuyor. Eski -bilinen-  türler dışında yeni geliştirilen çiçek türleri de burada tanıtılıyor.

Keukenhof  bahçelerinin açık olduğu 8 hafta boyunca ortalama 800 bin kişi ziyaret ediyor. Hafta sonlarında her saat ortalama 3000 kişi Keukenhof'a giriş yapıyor, bunların yarısı kendi arabasıyla gelenler. Oldukça büyük bir park alanı olmasına rağmen bence hafta sonları buraya gelmek çok akıl karı değil. Lisse'ye yaklaşırken 4 kilometre boyunca yoğun trafik  olacağı ve en fazla 30 km hızla gidebileceğimizi  öğrenince çok şaşırmadım, Rotterdam'dan yola çıktığımızdan beri yollar oldukça boştu, pek dert etmedim bu yüzden...

Lisse çiçek tarlaları 
Keukenhof yolunda Lisse'nin tablo gibi rengarenk çiçek tarlalarıyla karşılaşmak ayrı bir güzellik. Bahçelere giden yol hemen tarlaların yanı başından geçiyor ve gördüğüm kadarıyla yürüyüşe çıkan ya da bisikletleriyle gezen her yaştan insanlar bu güzel bahar tablosunun tadını çıkarıyordu. Gazetelerde sık sık reklamını gördüğüm nehir turu gemileri de otobüslerle yolcularını buraya getiriyormuş. Sadece Keukenhof bahçeleri değil, çiçek tarlaları da Lisse kentine dünyanın her yerinden turist çekiyor.


Yavaş yavaş yol kenarlarında bisikletliler artmaya yaş seviyesi de yükselmeye başladı. Sarıdan mora canlı renkleriyle çiçek tarlaları sıklaşmaya başladı. Bu tarlalar özel mülk olmakla birlikte anlaşılan kimsenin gördüğü ilgiye bir bir itirazı da yok. Her tarlanın önünde en az bir kaç kişi görüyorum. Küçük büyük herkes elinde telefon ya da makine fotoğraf derdinde, tabi malum selfie çubukları da sahnede yerini almış. Arabamız o kadar yavaş hareket etmek zorunda ki rahatça seyrediyorum bu güzel manzarayı, hatta bir kaç fotoğraf bile çekiyorum. Bu arada "arabadan inip bir bisiklet de ben kiralayayım" diye düşünmedim de değil...

denizmontreal.blogspot.com
kırmızı lale tarlası... 
denizmontreal.blogspot.com
evin güzelliği çiçek tarlasından aşağı kalmıyor... Lisse 
Dura kalka hedefimize vardığımızda öğlen olmuştu bile, özel araçlarıyla gelenlere büyük bir park yeri yapmışlar, bol bol yer var, öyle betonla kaplanmış ruhsuz bir park yeri değil, doğrudan büyük bir çim alana park ettiriyorlar. Bir kaç dakika içinde Keukenhof içindeyiz. Hemen gişelere yöneliyorum, bilet sırası hızlıca eriyor.

Keukenhof  "Exit extra"   
Keukenhof en az 2 saatte gezilebilecek büyüklükte...  Eğer restoranda vakit geçirecekseniz, en az 3 saat ayırmak gerekir. Beni sorarsanız, öğle üzeri gişeden biletimi aldım,  çıktığımda saat 15:30 olmuştu. Kalabalık bir gün oluşu her şeyi etkiledi.  Birkaç magnet ve bir kahve kupası almak istedim, kasa sırası dükkanın dışına uzamıştı, tuvaletlerde bile uzunca bir sıra vardı. Bir kahve içmek için 15 dk. beklememiz gerekti. Tabi ben de biraz kendimi sabote ettim sık sık yaptığım gibi,  Keukenhof'tan ayrılırken yolumu kaybettim, arabaların park ettiği değil de tur otobüslerinin olduğu ana girişe yönelince aynı yolu geri yürüdüm! önemli bir ayrıntı: Kırmızı yürüyüş yolu  "extra parking" denilen özel vasıtaların park yaptığı girişe gidiyor. Diğer ise tur otobüsleri park yerinin olduğu ana girişe...

Keukenhof bahçelerinin hemen arkasındaki kanallar boyunca dolaşan küçük tekneler yel değirmeninden hareket ediyor. Pazar günü için iyi bir seçenek  olmasa da sakin günlerde özellikle çiçek tarlalarını yakından görmek ve  kanalları fotoğraflamak için tercih edilebilir.

denizmontreal.blogspot.com

denizmontreal.blogspot.com
kanal teknesinde fotoğraf sırası :)
yansımalar çok güzel... 
Suyu en az bitkiler ve  ağaçlar kadar seven biri olarak,  parka serpiştirilmiş göletler ve bahçeler arasından geçen kanallar çok hoşuma gitti. Suyun varlığı parkın doğal görünümünü pekiştirmiş, gerçek bir ormanda gezildiği hissini vermiş. Yüksek ağaçlarla ve değişik bitki gruplarıyla rengarenk çiçeklerin böyle güzel bir şekilde uyumla -aşırıya kaçmadan - kalabalık yapmadan - bir araya gelmesi çok güzel.

Keukenhof'u görmeden önce bahçelerin silme çiçekle hatta sadece lalelerle dolu olduğunu düşünenler biraz şaşıracaklar. Keukenhof ne tek başına bir lale bahçesi ne de sadece bir çiçek bahçesi... ağaçların çiçeklerin yeşilin her tonunun bir arada uyumla harmanlandığı bir doğa parkı... ve böyle oluşu beni çok mutlu etti.

denizmontreal.blogspot.com
Keukenhof ağaç severler için mükemmel bir park... 
muhteşem...  başka ne denir!
denizmontreal.blogspot.com
beyaz çiçekler gibisi yok... 

Keukenhof  Willem - Alexander Pavillion   

Keukenhof elbette sadece açık alanlardan oluşmuyor. Willem - Alexander her sene farklı çiçeklerle değişik temalarla yenilenen camdan tavanıyla aydınlık ve geniş bir çiçek pavyonu...  Çeşit çeşit renk renk laleler...  saksı çiçekleri ve panolar. Buradan çıkmak çok zor oldu. Makro lensim olmadığı için hayıflandım biraz...

Willem - Alexander 
denizmontreal.blogspot.com

denizmontreal.blogspot.com

denizmontreal.blogspot.com


denizmontreal.blogspot.com
ilginç bir çiçek düzenlemesi... 

Keukenhof'un en güzel laleleri... 

Yüzlerce yıl önce lale soğanları Türkiye'den Hollanda'ya gitmiş ama bütün dünya Hollanda'yı lale ülkesi olarak tanıyor. Peynir ve yel değirmenleri gibi laleler, Hollanda'nın en popüler simgelerinden biri olmuş.

Nisan ayında İstanbul'da da parkların bahçelerin lalelerle dolup taşması çok güzel, "bu sene parklarda gördüğünüz laleler kendi soğanlarımız; artık ithal etmiyoruz" demiş yetkililer... bunu duyduğuma çok memnun oldum.

Keukenhof ziyaretim tesadüf olsa da çiçeklerin en güzel olduğu zamana geldi. Rengarenk mis kokulu bahar çiçekleri her yerdeydi ama çoğu ziyaretçinin gözü lalelerdeydi. Ben beyaz ve kırmızı renklileri çok seviyorum,  epey bir dolaştıktan sonra,  favorilerim "Tulipa Red Light" ve "Tulipa Pays Bas" oldu...  

denizmontreal.blogspot.com


denizmontreal.blogspot.com

iki renkli lalelerden favorim ise beyaz sarı renkli "Tulipa budlight "

denizmontreal.blogspot.com
Tulipa Budlight
Sümbül ( Hyacinthus Orientalis) 

Nisan ayı sümbül ayı...  Serin havaların çiçeği sümbül, Hollanda'nın havası da tam ona göre... Keukenhof'ta girişten itibaren sümbüllerin lalelerle birlikte güzel kompozisyonlarla bir arada olduğunu gördüm. Aslında tek başlarına daha güzel olduklarını düşünüyorum. mesela mor ve beyaz olanlar...

Daha parkın girişinde muhteşem çiçek kokuları genzimi doldurdu, sümbüller de insanın başını döndürüyor kuvvetli ve tatlı kokusuyla...

denizmontreal.blogspot.com


denizmontreal.blogspot.com

denizmontreal.blogspot.com


KEUKENHOF NOTLARI:

Adres ve Telefon: Stationsweg 166A 2161 AM Lisse  +31 0 252 465 555

Ulaşım: Rotterdam'dan araba ile 1 saat, Amsterdam'dan ise 30 dakikada ulaşılıyor. Amsterdam Schipol havaalanından 858 no'lu otobüs direkt Keukenhof seferleri yapıyor.

Keukenhof biletleri:   € 16  ( çocuklar € 8 ve 0-3 yaş ücretsiz)  bilet alırken aynı zamanda park ücreti de ödeniyor,  € 6 olan park biletinde saat kısıtlaması yok. Bileti saklamak lazım,  park görevlileri çıkışta kontrol ediyor. Online bilet için www.keukenhof.nl 

- Açılış saati: 8:00 kapanış saati: 19:30 (bilet satış 18:00'da kapanıyor)

- Keukenhof'un tüm alanlarında "ücretsiz wifi" bulunuyormuş! parkın keyfini çıkarmakla meşgul olduğum için kontrol etmeyi akıl edemedim:)

- Restoran/kafeterya oldukça büyük ama hafta sonu çok kalabalık. Etrafa serpiştirilmiş küçük yiyecek stantlarından waffle gibi atıştırmalıklar alabilirsiniz. (Dondurma standının yanı başında kendi getirdiği yiyecekleri masalara yerleştirip adeta piknik yapan türk aileler gördüm!)

- Evcil hayvanların parka girişi serbest. Restoran/cafe hariç.

- Nisan ayında hava bulutlu ve serin, Mayıs ayında yağmurlu ve biraz serin oluyor, yüksek ağaçlar en güneşli günde bile gölge yapacak şekilde yerleştirilmiş, en azından kalın bir ceket gerekiyor.

- Keukenhof çocuklarla gidilebilecek hatta onların çok beğeneceği bir yer. Büyükçe bir çocuk oyun alanı ve küçük bir hayvan çiftliği bulunuyor.

- Hediyelik eşya dükkanı benzer yerlerde gördüğüm dükkanlardan çok daha özenliydi. Özellikle Hollanda'nın simgesi olan resimlerle (laleler ve yel değirmenleri gibi)  bezenmiş porselen fincanlar, tabaklar, vs zevkli tasarımlarıyla dikkatimi çekti.

- 2016 takvimi: 24 Mart - 16 Mayıs 2016 tarihleri arasında park açık olacak.  08:00 - 19:300 


denizmontreal.blogspot.com




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder